20.5 C
İstanbul
Pazartesi, Nisan 28, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 42

Tangoda Kadın ve Erkeğin Rolü

Tangoda Kadın ve Erkeğin Rolü

Kadın ve erkek yapıları gereği farklı roller üstlenmiştir Tango’ da. Hepimizin bildiği gibi dansın temeli bir lider ve bir takipçi olmak üzere şekillenmiştir. Bunun en temel nedeni bir çiftli dans olmasıdır. Temelde iki kişinin dans ediyor olmasındandır. Ayrıca Tango’ nun bir sosyal dans oluşu, kalabalık grupların milongalarda rahat dans edebilmeleri için konmuş ronda kuralları gereğindendir bu.

İlk başta teknik açıdan değinelim…
Dans boyunca lider bir rolü, takipçi ise farklı bir rolü üstlenir gibi görünür. Lider, basitçe rondayı takip eden olsa da harekete yön verendir. Beden hafızasına yerleştirmiş olduğu figürleri pistin akışına ve yoğunluğuna göre kullanır. Başka bir açıdan lider sonucu öngörerek hareket eder. Yönleri belirler, bir ronda da dönerken ve aynı zamanda kendi yörüngesinde rahatça takipçinin süreci değerlendirmesini sağlar.

Tangonun temelinde aslında kurallı bir rol üstlenme yoktur. Tabii ki bir kişinin basitçe ne yapılacağına karar vermesi gerekir. Ama hareketi belirleyen ve enerji ile bunu partnerine yansıtan lider artık takipçidir. Takipçi lider olur.

Bu konuya açıklık getireyim. Erkek figüre karar vererek aklındaki hareketi enerji olarak kadına yansıtır. Bu noktada erkek lider olarak enerji verirken bu etkiye gelen tepkiyi yani kadının enerjiyi harekete dönüştürüşünü takip eder. Çünkü erkek konuşur ve peşi sıra kadın konuşur. Dün bahis ettiğim diyalog ve empati varsa dans da oluşur.

Dansı sadece lider kontrol etmez. Takipçiler aynı zamanda farklı yönlerden gelen ve liderin algısı dışında gelişen durumlar için süreci durdurur ve lider olabilir. Lider dansı yönettiği için, yani harekete yön veren olduğu için bu anlamda bir sorun yaşanmaz.

Burada şöyle bir detayı anlatmak isterim. Dansta çizilmiş kesin, kati kurallar yoktur. Dansın niteliği gereği, dış etmenler gereği lider takipçi, takipçi ise lider olabilir.

Peki duygusal açıdan ne oluyor….

Bu herkese göre değişir….

temelde deneyimlerime göre şunu söyleyebilirim. Empati, diyalog, konuşmak ve dinlemek, gerektiği yerde ve gerektiği kadar karşımızdaki insanı daha iyi anlamamızı sağlar. Herhalde dünyada çok az dansta iki insan, birbirlerinin isimlerini bilmeden kalp atışlarını hissedecek kadar yakın dans edebilir. Bunun değerini bilmek çok önemli bir nokta.

Sarılmak, teslimiyet, önyargısız ve duygularını özgürce yaşamak sadece Tango’ da değil her dansın temelinde mevcut. Sarılmak ve/veya teslim olmak illaki somut olmak zorunda da değil. Müziğe, onun rehberliğine teslim olmak, kadın ya da erkek, lider ya da takipçi olmaksızın her dansçının isteyeceği şeydir. Teslimiyet; düşüncelerin olmadığı durumlarda duyguların yaşanması bana göre.

Şahsi fikrim: Tango’ da kadınlar zarafeti simgelerken, erkekler dirayeti simgeler. Erkek her verdiği enerji ile dans ettiği kadının hareketleri yaratışını seyreder. Düşündüğünü hayata geçiren kadındır.

Kadın yaratmanın ne demek olduğunu bilir, yaratılışı gereği.

(Bu arada kadın bir şeyleri yaratırken erkek hiçbir şey yapmıyormuş gibi düşünmek yanlış olur. Fakat erkek ne yapacağını bilir ve hesaplarken kadın bilmeyerek ve o an yaşayarak yapar…)
Kadın ve erkek eşit değildir… Birleştiklerinde eşit olurlar…

Nasıl Olsa Daha İyi Olurdu?

Nasıl Olsa Daha İyi Olurdu

Türkiye’de tangonun bu günkü haliyle varlığı yaklaşık olarak 20 yıllık bir geçmişe sahip. baktığınız açıya bağlı olarak uzun yada kısa olduğu düşünülebilir.

Niceliği bir yana koyup bu süre içerisinde ortaya konan üretime ve gelişmeye bakmanın geleceğe daha çok katkısı olacaktır.

Tangonun emeklediği ilk günlerinden bu yana, dansçıların bilgi ve beceri düzeyindeki durumları çok kayda değer bir biçimde ilerledi. Eğitmenlerin önemli bir kısmının öğretme donanımları, ‘temel sekizli’ klişesinin dışına taşarak (olması gerektiği gibi) öğrencilerinin yollarını kısaltarak özgürce ve yaratıcılıklarını ortaya koyarak dans etmelerinin yolunu kısalttı.

Bireysel çabalarla tangoya yatırım yapan ‘tango profesyonelleri’ tangonun gelişimi katkı sağladılar. Çatı kurum olarak türkiye dans sporları federasyonu (tdsf) varlığıyla dansın büyümesi iddiasıyla kuruldu. Tango eğitmenleri ve organizatörleri derneği (teo) tango profesyonellerinin haklarını korumak, Türkiye’de tangonun gelişmesi hedefiyle çalışmalarını yürütüyor.

Peki gelinen nokta tatmin edici mi?

Her ne kadar övünsek de Avrupa’nın tango başkenti diye, İstanbul nüfusuna oranla tango yapan dansçı sayısı ile bu unvanı gerçekten hak etmekte midir?

Ve yine dans kalitemiz çok iyi diye kendimizi överken, dansçılarımız akrobatik hareketleri dışında tangonun kalitesini yükselten öğelerine (başta müzik olmak üzere) ne kadar ilgi göstermekte ve kendileri bu alanlarda da geliştirmekteler?

Tangonun ve diğer dansların yaygınlaşması demek sadece yarışma düzenleyerek lisanslı sporcu sayısını artırmak mı demek?

Yapılan birçok iyi niyetli çabaya rağmen gelinen noktanın sahip olduğumuz potansiyel ile kıyaslandığında devede kulak olduğunu düşünüyorum.

Sonraki yazılarımda öneri ve eleştirilerimi dansçılar, tüketiciler, eğitmenler, işletme sahipleri, tdsf, teo başlıklarıyla paylaşacağım. Elbetteki teoride değil uygulamada yapılanların değişim yarattığı bilinciyle.

La Cumparsita

0

La Cumparsita…ilk dans…son parça…

Bir yabancıya oldukça tuhaf gelebilecek bir durumu, biz Türkiyeliler epey uzun zamandır kanıksamış durumdayız: Düğünlerde gelin ve damadın ilk dansı La Cumparsita eşliğinde yapmasını.

Nitekim Türkiyeli okuyucuya hitap edeceği hesaba katılarak üzerinde kimi değişiklikler yapılarak çevrilen bu metnin orijinalinde geçen aşağıdaki tespit, bu durumu gayet iyi anlatmakta: “Türkiye’de düğünlerde gelin ve damadın ilk dansı La Cumparsita eşliğinde yapması, ne ülkedeki herkesin muhteşem birer tango dansçısı olmasından ne de herkesin tangoya bayılmasından kaynaklanmıyor. Çoğunlukla söz konusu çiftler, La Cumparsita’nın bir tango parçası olduğundan dahi bihaber oluyorlar. Yeni çiftin birbirine sarılarak ettiği dans ta çoğunlukla tango olmuyor zaten.”

Bu kültürümüze nereden girdiğini bilemediğimiz “gelenek” in yine şaşırtıcı bir başka özelliği daha var: La Cumparsita, dünyanın pek çok ülkesindeki milongaların son parçası (bazen aynı zamanda ilk parçası da) olarak çalınmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesindeki onlarca DJ, adeta zımni bir sözleşme uyarınca, La Cumparsita’yı milonganın son parçası olarak çalmaktadır.

Peki bu parçayı bu kadar özel kılan nedir? Tarihe baktığımız zaman La Cumparsita’nın, Uruguay’da, bir grup mimarlık fakültesi öğrencisi tarafından (kimi kaynaklara göre tek bir öğrenci tarafından), 1915 – 1916 yılları arasında gerçekleştirilecek festival için bestelenmiş bir marş olduğunu görüyoruz! Parça zaman içinde pek çok müzisyen tarafından defalarca düzenlenmiş ve sonunda bir tango halini almıştır. Sözleri 1924’te yazılmıştır ve kalp kırıklığının baskın olduğu hüzünlü bir ayrılığın öyküsünü anlatmaktadır.

Parçanın bu içeriği, milongalarda son parça olarak çalınmasının sebebi olabilir: bir “hoşça kal” parçası olması..Peki, düğünlerde ve ilk parça olarak çalınmasını nasıl açıklamalı o halde? Belki de tango yapabilmek için insanın kalbinin en az bir defa kırılmış olması gerektiği gerçekten doğrudur.. Ya da şöyle düşünülebilir mi acaba: Düğünlerin çoğunda parçanın enstrümental versiyonu çalınıyor ve içten içe şu düşünülüyor olabilir mi? “İlk tango(!)muz, kalp kırıcı son parçamız.. Neden olmasın?
Zaman içinde pek çok müzisyen La Cumparsita’yı üzerinde kendi tarzına uygun değişiklikler yaparak yorumladı ve kaydetti

Juan Carlos Legido, ”La orilla oriental del tango” isimli kitabında “La Cumparsita, insanın ta içine işleyen melodisiyle, hakkında konuşmak için belki de bir sürü kelimeye ihtiyaç duymayacağımız gerçek bir fenomendir” derken; Astor Piazzola “La Cumparsita, gelmiş geçmiş tangolar içinde en kötüsüdür!” diyecektir..(Bununla birlikte Piazzola parçayı 4 defa kaydetmiştir.)

La Cumparsita, pek çok filmde, Tom&Jerry gibi çizgi filmlerde kullanıldı ve 2000 yılında Avustralya’da gerçekleştirilen Sydney Olimpiyat Oyunları’nın da açılış parçası idi!

Beğenelim beğenmeyelim, bu dünyaca üne sahip parçanın değerini vermek gerekir. La Cumparsita tango tarihinin ve kültürünün kilometre taşlarından biri olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

http://gancho.info/
http://gancho.info/la-cumparsita-first-dance-last-song/
Kaynaklar: todotango.com, wikipedia