Bandoneon, tangonun vazgeçilmez enstrümanı, simgesidir. Bandoneon sadece bir tango sazı değil, ”Porteno” nun yani Buenos Aireslinin değişik kuşaklarının arkadaşı, sırdaşı ve yaşamının bir parçası olmuştur. Ünlü tango şairi ve bestecisi Enrique Santos Discepolo şöyle özetliyor: ”Hiçbir enstrüman, hatta keman bile bizim duygularımızı, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi ve hıçkırıklarımızı anlatmakta bandoneon kadar başarılı olamaz. O, tangonun lirik ruhudur.”
Viyana’da yaşayan bir Türk müzisyenin, Viyana ve Miami üniversitelerinde öğretim görevlisi Ertuğrul Sevsay ‘ın 1995 yılında kurduğu ”Tipik Tango Orkestrası” da aynı adı taşımakta: Band-O-Neon…
Bundan önce de Türkiye’ye birkaç kez gelerek konserler veren orkestra, bugün ve yarın akşam saat 20.00’de 1. Uluslararası İstanbul Bahar Festivali içinde Aya İrini ‘de ve 15 Mayıs günü de Boğaziçi Üniversitesi ‘nde çalacak.
Grubun kurucusu, şefi, bandoneonisti ve düzenleyicisi Ertuğrul Sevsay , aslında bir tıp doktoru, ama Cemal Reşit Rey ile başlayan ve 10 yıl süren müzik öğrenimi onu Avrupa’da ve Amerika’da en uç noktalara kadar taşıyacaktır. 1983 ”Sinfonietta Alla Turca” adlı eseri ile Viyana Şehir Ödülü’ nü kazanan ve Viyana Senfoni Orkestrası ile seslendiren Sevsay , 1985 senesinde Amerika’ya gitmiş ve müzik doktorasını tamamlamıştır. 1992 yılından başlayarak Güney Amerika müziğine özellikle ‘ tango ‘ya duyduğu ilgi ile bu yönde çalışmalar yapan ve Buenos Aires’te ünlü tango müzisyenleri ile tanışan sanatçı, bandoneon çalmasını öğrenmiş ve Viyana’da Band-O-Neon adlı ”Tipik Tango Orkestrasını” kurmuştur.
Band-O-Neon, orkestrası 3 keman, 2 bandoneon (bazen 3), çello, kontrbas ve piyanodan oluşmakta; grubun iki solist şarkıcısı ve dansçısı var. Tümüyle klasik müzik alanından gelen orkestra elemanları ise çeşitli milletlerden oluşuyor: Kemanlarda Serkan Gürkan, Esen Kıvrak (bandoneon) ve Engin Yafet, çelloda Ruben Dubrowsky, piyanoda Robert Wildling, kontrbasta Pablo Martin, bandoneonlarda ise Ertuğrul Sevsay ve Esen Kıvrak yer almakta. Solist şarkıcılar Luis Cardenas ve Bağdasar Bayvertyan. Orkestranın bu konserine katılacak dansçılar ise Tanju Yıldırım – Esra Akyatan, Simon – Alejandra olarak seçilmiş.
Band-O-Neon, düzenleme ve icra olarak ”klasik tarzı” yeğlemekte. Bu da son zamanlarda Arjantin’de de yaşanan akıma paralel bir gelişme olarak nitelenebilir. 80’li yıllarda artık ölmüş gözü ile bakılan ”tipik orkestra” formasyonu, ”dans” ın gösterdiği başdöndürücü yükseliş ile birlikte 40’lı yılların çalış stiline dönmeyi gerektirdi. Bugün Buenos Aires’te 15 kadar orkestra; Alfredo Gobbi, Osvaldo Pugliese, Juan D’Arienzo, Julio De Caro gibi bir dönemin efsanevi topluluklarının çalış stilini benimsemekte ve kurulan bu yeni topluluklarda o eski altın dönemin müzisyenlerinden bir veya birkaçı önderlik etmekte.
Orkestranın bir amacı da 1925-1955 yılları arasında ”Türkçe Tango” ları yeni düzenlemelerle çalmak ve onları güncelleştirmek. Bu bakımdan 2000 yılı ilkbaharında çıkan CD’lerinde tango tarihinde ilk defa olarak Arjantin ve Türk tangoları bir arada kaydedilmiştir.
Band-O-Neon ‘un bu konserlerinde 9 De Julio, Felicia, La Yumba, Recuere, La Cumparsita gibi klasik tangoların yanında, El Dia Que me Quieras, Volver gibi sözlü tangolara, bir Piazzolla kompozisyonuna: Verano Porteno; ve ”Mazi”, ”Yıllar”, ”Kimse Sevdiğimi Bilmez”, ”Yalan” gibi Türkçe tangolarada yer verilmiş…
FEHMİ AKGÜN
Cumhuriyet Gazetesi 12.05.2002