Tangonun romantik ilişkileri zorlaştırdığına dair bir inanç var. “Tango yapan insanlar sıklıkla romantik cazibelere maruz kalıyorlar, durum böyleyken ikili ilişkiyi stabil kılıp yürütmek çok zor” cümlesini sıklıkla duyuyorum. Peki aşk ilişkileri tangoda farklı mı? Tangonun buradaki rolü nedir?
Bir çift tangoya birlikte başladıklarında, onlara ait ilişki dinamiklerini de beraberinde getiriyorlar. Birlikte tango öğrendikleri sırada bu dinamik de yaramazlık yapıyor. Birliktelikleri ve bağlılıkları, yeni bir şey öğrenirken test ediliyor. Birbirlerini ne kadar iyi dinliyorlar, ne kadar güvensizler, birbirlerini ne kadar memnun etmek ya da eleştirmek istiyorlar, kendi hislerinin sorumluluklarını ne kadar üstlerine alıyorlar, “birlikte nasıl tango öğreniyorlar” sorusunda tüm bu diğer sorular açığa çıkıyor.
Yolun başında genellikle erkekler zorlanırken, kadınlar daha mutludur. Sonra bir an gelir, beyler tangonun ve bir sürü partner seçeneğinin keyfini çıkarırken kadınlar teknik ve davet eksikliği ile mücadele ederler. Bazı durumlarda partnerlerden biri daha hızlı öğrenir ya da daha yeteneklidir ve diğerinden hızlı ilerler, bu durum diğer kişi için idare etmesi zor bir hal alabilir. Kıskançlık rol çalar.
Tango ilişkinizi zenginleştirebilir ya da ilişkiniz için sonun başlangıcı olabilir. Peki bu gerçekten tangonun suçu mu?
Tango sadece kendi içimizdeki çekişmeler üzerinde çalışmak için hayatın bize sunduğu bir ortamdır. Elbette bizi eğlendirmek için oradadır; ancak kişisel gelişimimiz için de oradadır. Tango ancak halihazırda açığa çıkmayı bekleyen problemler varsa ilişkiniz için bir oyun bahçesi olabilir. Örneğin özgüven eksikliğiniz varsa tango bunu ortaya çıkarmak için harika bir ortamdır. Eğer tango yüzünden acı çekiyorsanız suçu dansa atmayın, kendi sorunlarınızla yüzleşin. Birebir tangoya bağlı kişisel bir problem olamaz, ancak bu problem zaten içinizdedir ve tangoyla bunu ortaya çıkarmış olabilirsiniz. Kişisel sorunlar için tangoyu suçlamak, aç olduğunuzda yemekleri suçlamaktan farksızdır. Tango bize daha bilge ve iyi insanlar olmak için birçok fırsat sunar, ancak o noktaya ulaşmayı istememiz gerekir. Tango bu yolda sadece bir vasıtadır.
Halihazırda tecrübeli iki dansçı birbirine aşık olduğunda ise durum farklıdır. İkisinin de tango tecrübesi vardır, favori dansçılarını keşfetmişlerdir, ikisi de tango dünyası ile baş etme konusunda kendi stratejilerini geliştirmişlerdir. Dansta uyum romantik çekimi besleyebilir ve romantik çekim dansta uyumu besleyebilir, bazen bu uyum romantik çekime çok benzeyen bir illüzyonu beraberinde getirir. Nöroloji okuyan bir öğrencim tangoda yaşadığımız deneyimlerin (hareket, dokunuş, sarılma, koku, ter, yoğun hissederek anda var olma) beynimizi aşık olduğumuz yönünde kandırabileceğini söylemişti. Bitmeyen tandalar, birbirine tutulma, yoğun mutluluk… Tango hayatımızda her birimiz en az bir kez bu duyguları tecrübe etmiştir. Tabii ki birlikte iyi hisseden tüm dansçılar birbirine aşık olmuyor ama bu ihtimali göz ardı edemeyiz.
Peki tangoda uzun soluklu ilişkiler inşa etmek daha mı zor? Açıkçası, bu durumun tangoda herhangi başka bir ortamdan daha zor olması için bir neden göremiyorum. Sağlam, uzun soluklu bir ilişkiyi oturtmak zor bir süreçtir. Bunu başarabilen çiftler de tanıyorum başaramayanlar da.. Ancak burada önemli bir faktör var. Eğer paylaştığınız tek şey tangoysa, uzun ilişki oluşturmak sizin için zor olacaktır. Sağlıklı bir ilişki için ortak zevklere, üzerine konuşabileceğiniz konulara, paylaşıma, güçlü bir arkadaşlığa, uyumlu mizaçlara, uyumlu cinselliğe vb gibi şeylere ihtiyacınız var. Tango hakkında ne kadar yoğun ve derin hissederseniz hissedin, bu sadece bir dans. Tangoyla başlayan birçok ilişki yürümeyebilir çünkü tangodan başka paylaşım yoktur.
Bazen bir ilişkiye başladığımızda birlikte olduğumuz kişinin bizim ihtiyaçlarımızı karşılamakla yükümlü olduğunu düşünürüz. Tango da bu ihtiyaçlardan biri haline gelir ve bu konuda tatmin olmadığımızda bunu kişisel algılarız. Normalde aklımızdan geçirmeyeceğimiz beklentiler türetip partnerimize karşı anlayışsız hale geliriz. Başka dansçılarlayken her türlü deneyime açığız: kötüyse unutmaya, iyiyse hatırlamaya hazırız. Ancak partnerimizden “en iyi” dışında bir şey bekleyemeyiz. Tam olarak bizim istediğimiz yönde gelişim göstermeli! İyi olanı unutabiliriz ama kötü deneyimleri asla!
İşin doğrusu, partneriniz favori dansçınız olmak zorunda değil, siz de onun için olmayabilirsiniz. Bu beklenti her ikinizde de gereksiz bir baskı yaratır. İkiniz de tıpatıp aynı yemekleri mi seviyorsunuz? Aynı kitapları mı okuyorsunuz? Aynı filmleri mi izliyorsunuz? Eğer tangoda işler istediğiniz kadar iyi gitmiyorsa, belki de hayatın diğer alanlarında gayet uyumlusunuz ama tangoda değilsiniz. Peki işin özünde önemli olan hangisi? Partnerinizden hayatınızdaki her şeyin en iyisi (en iyi sevgili, en iyi arkadaş, en iyi tandalar) olmasını beklemek, her zaman en gerçekçi yorum değildir. Tango şarkı sözlerinde dinlediğimiz çiftler bu iyimser profile ne kadar uyuyor değil mi? Ama aslında şarkı sözlerindeki çiftler en iyi aşıklar değiller, en uçucu olanlar.
Tabi ki sevgiliniz, favori dansçınız olabilir de. Eğer öyleyse bu birlikteliğin keyfini çıkarın. Eğer durumlar böyle değilse, diğer insanlara yaptığınızı yapın: her deneyime açık olun! Tango yaparken işler yolunda gitmezse unutun, iyi deneyimleri hatırlayın. Rahat olun, bu sadece bir dans. Gelecekte güzel bir tanda her zaman var.
Çeviri: Azra LAİÇ
Kaynak: verotango.com