TANGO DERSİ I En İyi İstanbul Tango Kursları

Sebastián Arce ve Mariana Montes Röportajı 1

Tango dünyasının içinde bulunup da Sebastián Arce ve Mariana Montes çiftini duymamış insan sayısı varsa da oldukça az olmalı. Uluslararası tango festivallerine düzenli olarak katılıyorlar. Bu çiftin özelliği, mükemmel teknikleri, herhanngi bir parçada izleyeni nefessiz bırakacak bir yetenekle dans edebilmeleri ve enerjilerindeki muzzam dinamik. Onların yorumları karşısında kimse tepkisiz kalamıyor. Belki de bu yüzden onlar da tüm varlıklarıyla dans ediyorlar. Henüz genç bir çiftken, benzersiz dansçılar ve hocalar olarak ünlendiler. Ayrıca kareograf ve sahne yönetmenleri olarak da tanınıyorlar; yanısıra televizyon programlarına katılıyor ve kimi filmlerde yer alıyorlar. St. Petersburg ve Moskova’da düzenli olarak ders veriyorlar.

Sebastián Arce ve Mariana Montes Röportajı 1.Bölüm
Sebastián Arce ve Mariana Montes Röportajı 2.Bölüm

BİRİNCİ BÖLÜM

Soru: Öncelikle ikiniz de bize vakit ayırdığınız için teşekkürler. Tangoyu kaç yaşında keşfettiniz?
Sebastián Arce: Önceliği bir kadın olarak Mariana’ya verelim.

Mariana Montes: 9 yaşındayken Arjantin folkloru yapıyordum. Yılsonu gösterisinde, hayatımda ilk defa sahnede bir çifti tango yaparken gördüm. O gün yapmak istediğimin tango olduğunu anladım.

SA: Ben 8 yaşında başladım. 8 yaşındayken annemle babam ayrıldı ve babamın haftasonları benimle ilgilenmesi gerekiyordu. Ama babamın bir sevgilis vardı ve benimle değil onunla vakit geçirmek istiyordu. O yüzden de beni muhtelif kurslara yollayıp duruyordu. Beni sanat kurslarına, folklor derslerine ve daha bir çok kursa yolladı ama hiçbiri ilgimi çekmiyordu. 8 yaşındayken ilgimi çeken tek şey tangoydu.

Soru: Anladığım kadarıyla siz ikiniz oldukça erken bir yaşta tanıştınız. Bize bunun hikayesini anlatır mısınız.

MM: 11 yaşında milongalarda dans etmeye başladığımda bir dans partnerim vardı. Sosyal tangonun yapıldığı bu gecelerde, yaş ortalaması çoğunlukla oldukça yüksek olurdu. Bu gecelerde dans eden az sayıdaki genç erkekten biri de Sebastián idi. Dolayısıyla bu gecelerde karşılaşıyorduk ve tanışmıştık ama henüz birlikte dans etmiyorduk.

SA: Konuştuğumuz dönemi de akılda tutmakta fayda var: 80’lerin sonu 90’ların başından bahsediyoruz. Yani ülkedeki ulusal kültürün, devrilen diktatörlük sonrası yeniden canlanmaya başladığı dönemden. Yani bu dönemde tango yapan insanlar, bizden iki kuşak öncesi jenerasyondu. Mesela babam yaşındakiler dans etmiyordu. Yani dans edenler çoğunlukla 50 yaş üstüydü. Bir de kuşaklararası bir atlamaya dans eden, 8- 9 yaşlarında çocuklardan oluşan, başka bir jenerasyon vardı ve oldukça az sayıdaydılar. Bugün durum o zamankinden çok farklı.

Soru: Şunu mu anlıyoruz o zaman: Formal bir eğitim almadınız, sadece sizden oldukça yaşlı olan insanlarla birlikte dans ede ede dans etmeyi öğrendiniz.

SA: Başlangıçta evet, öğrendiğimiz şeyleri milongalarda deneye deneye, yapa ede; dans ederek öğreniyorduk. Bununla birlikte gidebileceğinz dans okulları ya da akademileri vardı elbette. Gerçi resmi düzeyde tanınan kurumlar değildi bunlar. Bu okullarda dersler de aldık. Ama asıl heyecan verici olan, bu dansa, kültürün bir parçası olarak, gönlünü kaptırmış olan yaşlı kuşaktan öğrenmekti. Gösteri çiftlerini izlemek fazla heyecan vermiyordu doğrusu. Şunu belirtmeliyiz ama elbette sahnedeki Juan Carlos Copes, Eduardo Arquimbao, Rivarola, Zotto gibi ustalardan; ayrıca çiftlerden çok şey öğrendik bu arada. Ama işin her zaman için ilginç olan kısmı, tangoyu tüm benliklerinde hisseden ve sizden hiçbir beklentisi olmayan – maddi bir karşılık ya da sizi etkilemek dahil- insanlardan tangoyu öğrenmekti.
Soru: Sözünü ettiğiniz tango kültürünün içinde ve o kültürü içlerinde yaşayan bu insanlardan öğrenme sürecini takiben, profesyonel dansçı olma aşamasına geçişi anlatır mısınız peki.

SA: Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki, 17-18 yaşlarındayken Mariana ile tanıştığımda, hayatta yapmak istediğim şeyin tango olduğuna karar vermiştim. 18 yaşındayken Mariana sadece dans partnerim değildi; aynı zamanda bir ilişkimiz vardı. Genç bir yeniyetmeydim ama bir ilişkim vardı. Liseyi yeni bitirmiştim ve Latin Amerika’da lise sona geldiğinizde aileniz ne olmak istediğiniz, kariyer planlarınız hakkında sizi sıkıştırmaya çoktan başlamış olur. Ayrıca okulda ne işime yaracağını bilmediğim şeylerle uğraşmaktan sıkılmış vaziyetteydim. Ve o genç yaşımda tek hayalim, Mariana ile hem dans partneri olamak hem de bir ilişki yaşamak idi. Tüm hayatımı, tüm zamanımı Mariana ile geçirmek istediğimi düşünüyordum. Bu esnada annem, “gerçekten dans etmek istiyorsan, bu işi ciddiye almalısın” dedi.

MM: Her zaman dansçı olmak istemiştim. 7-8 yaşlarımdan beri. Okulumda sürekli açılan kurslar olurdu. Sürekli olarak aşçılık ya da müzik gibi kurslardan kaytarıp sadece dans kurslarına katılmanın bir yolunu arardım. Tango dansçısı olmak değildi istediğim. Sadece profesyonel bir dansçı olmak istiyordum. O zamanlar en hoşuma giden şey olan folkorik dans edebilir ya da balerin olabilirdim mesela. Sebastián ile tanıştığımdaysa kendimi tangoya verdim. Bununla kastım, günde altı saat filan dans etmek.

SA: O zamanlar gençtik.

MM: Böylece kendimi tangonun içinde buldum. Şimdi düşününce tango dışında yapmayı isteyebileceğim hiçbir şey de göremiyorum. Caz dinlemek, bale izlemek, pilates derslerine katılmak gibi başka ilgilerim de var elbette. Bedenimi çalıştıran aktivitelerden özellikle hoşlanıyorum. Ama profesyonel olarak yapacağım yegane iş ve dans tango. Sadece tango.

Soru: Videoda da görüyoruz, tango tekniğin çok ağırlık kazandığı bir dans. Bu özelliğiyle de çetrefilli bir dans. Yani piste çıkıp bir anda dans edebilmek mümkün değil. Sizin için sahneye çıkıp dans edebilir hale gelmek ne kadar zaman aldı?

SA: Teknikle ilgili yorumunuz, tangoya yaklaşımınıza göre değişir. Tangoya farklı teknik açılardan yaklaşmak mümkün. Tangoya teknik boyutunu ele alarak başlayabilirisiniz. Ya da bugün genç insanların çoğuna cazip geldiği şekliyle tangoya bir çeşit oyun gibi de yaklaşabilirsiniz. Tangoya yeni başlayan genç insanlar genellikle bu hatanın içine düşüyor ve tangonun bu denli karmaşıklaştırılacak bir dans olmadığını anlamaları iki üç senelerini alıyor. Bir kadını gülümsetmek, sevildiğini hissettirmek ya da partnerinin kollarında kendisini iyi hissetmesini sağlamak için bir yığın atraksiyona ihtiyacınız yoktur. Aslında müziği dinlemek ve sadece ritme ayak uydurarak değil ama karşınızdaki kadının bedenine, onun ritmine de ayak uydururak yürüyebilmek bile bunun için yeterlidir. Sorunuza cevaben şunu söyleyebilirim aslında: bana kalırsa bir kadını mutlu etmek için yılın altı ayı uğraş vermek gerekiyor- en azından dans pistinde mutlu etmek için!

MM: Ben olaya kendi açımdan bakarak, bir hikâye anlatmak istiyorum. Annem oturdukları mahallede geceleri sık sık dans etmeye gittiğini ve o civarın en iyi dansçısı olduğunu anlatırdı. Annem tek bir dans dersi almamış bir kadın.

SA: Tek bir dans dersi almamış bir kadın. Ve bilmelisin ki..

MM: annem 64 yaşında.

SA: Evet! Ve ne kadar zamandır dans ediyor?

MM: 5 yaşından beri! Annem her hafta sonu dans etmeye giderdi. Haftanın bitip Cuma ve Cumartesi’nin gelmesini iple çekerdi. Yani bence tangoda ulaşmak istediğin yere ulaşmanın ne kadar zaman alacağı, nereye ulaşmayı istediğine bağlı bir şey. Eğer amacınız hafta sonları dışarı çıkıp sosyalleşmenin bir parçası olarak sosyal tangonun yapıldığı yerlere giderek eğlenmek, yeni insanlarla tanışmak ise tangonun teknik yönü sizin için çok önemli olmayabilir. Ayrıca teknik açıdan iyi olmasanız dahi bu keyifle dans etmenize engel değildir. Tango herkesin kendini istediği biçimde ifade etmesine olanak veren bir danstır.

SA: Bu noktada bir şeyin altını çizmek istiyorum: sosyal bir dans olarak tango, icra edilmesi çok kolay olmayabilecek bir dans olabilir ancak arkasında muazzam bir kültürü taşıdığını unutmamak gerekir. Tangonun, onu farklı sosyo-ekonomik katmanlara mensup insanlara açacak kodları var. Örneğin, diyelim cebimde sadece bir miktar bozukluk var. Yine de kendimi kötü hissetmeksizin bir milongaya gidebililirim zira gecede üç içki almak için zorlanmayacağımı bilirim. Ya da 70 yaşında biri olarak bir milongaya gidip oradaki 20 yaşındaki bir genç kızla utanmaksızın dans edebilirim zira yaşlı kimselerin tango yapmayı sürdürmesi, tango geleneği içinde olağan bir durum. Örneğin genç kadınlar da kendilerinden yaşlı erkeklerle dans etmeyi tercih edebiliyorlar. Böylece farklı kuşaklara mensup ve farklı gelir seviyelerinden insanlar tango camiası içinde birbirine karışabiliyor. Bunun bir örneğini diğer çoğu dansta görmek mümkün değildir.

Orijinal metin:
Interview with Sebastian Arce and Mariana Montes

Çeviren:
Zeynep Atamer

Exit mobile version