Gelişim için iştahı hep çok yüksek olan tango dansı, başladığınız andan itibaren uzun bir yolu adımlamakta olduğunuzu sık sık hatırlatır. Eğitime devam etmek adımlanan bu yolun olmazsa olmazlarındandır. Dansta tecrübe kazanmış ve bu yolda ilerlemiş olanları dikkatle takip etmek gerekir.
Ancak diğer taraftan bir tango severin, kendi kendini sürekli tahlil ediyor olması gerekir. “Ben kendimi tekrar mı ediyorum?” “Dansıma yorum katabiliyor muyum?” “Bana öğretileni doğru ama öğretenden farklı olarak nasıl uyguluyorum?” soruları bu tahlile başlamak için doğru birkaç soru olabilir…
Benim de tango’da ilerleyemediğimi, sadece bildiğim kalıplar içinde dans ettiğimi, dansımın kendini tekrarladığını, artık dansın bana keyif vermediğini hissettiğim dönemler oldu. Bu dönemlerde hep aynı şey oluyor; yapmam gerek tek şeyin aslında yine dans etmek olduğunu “tango” bana tekrar tekrar öğretiyor. Ancak farklı insanlarla dans etmenin gerekliliğinin altını kalın kalın çizerek…
Neden tango’da farklı enerjilere yani farklı partnerlere ihtiyacımız var? Karşıdan gelen her bir farklı enerji, benim bildiğimi düşündüğüm bir figüre sanki tazelik katıyor. Bu yeni enerji, belki de tangoyu ilk öğrendiğim zamanlara ait bir figürü bu kez çok hızlı yada çok yavaş yada müziği çok hissederek yani daha önceden hiç tecrübe etmediğim bir şekilde yapmamı sağlıyor. Böylece o kısacık dans, bir tuğla daha koyuyor gelişim basamaklarına.
Ayrıca dansa imza atmak sadece dans sırasında ve dansınızı süslerken değil, dansa davet edildiğiniz andan itibaren başlıyor. Henüz dans başlamadan da dansa odaklandığınızı vurgulayan tavırlarınız, duruşunuz, tutuşunuz, müziği hissederek dans etmeniz de sizin dansa yorum katmanızı sağlıyor.
Yaptığınız yorumlar sizi yansıtıyorsa ve dansı “doğru” icra etmekten uzaklaşmıyorsanız, kalıplar içinde sıkışmak sizi köreltir. Dans ederken “yorumun kapsadığı karakter sayısını” tespit eden kişi dans eden kişi olmalıdır. Nasıl olsa, çoğu kişi fark etmese de, tangoda böyle bir sınırlama yok, bir kez daha hatırlatmak isterim !