Tango sever misiniz? Sanırım yanıtınız ‘Evet’ olacaktır. Dansların en ateşlisi hem de en zarifi,
Arjantin’den dünyaya dalga dalga yayılmış, insanların yüreklerinde taht kurmuş tango. Peki, ya
müzik? Tangoya ateşini veren, tangoyu ‘Tango’ yapan müzik değil mi?
25 Nisan akşamı, 21. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nde bandoneon ustası Juan Jose Mosalini
ve Büyük Tango Orkestrası’nın dinletisi belki buna olabilecek en iyi yanıttı.
Arjantin’in liman kenti Buenos Aires’in yeni yeni gelişmekte olduğu zamanlar… Göçmenlerle birlikte
bir Alman çalgısı sızar kentin müzik yaşamına. Saza adını veren Heinrich Band’ın icadı ‘bandoneon’,
önce kendini vals ve polka orkestralarında gösterir. Ardından, aslında kilise müziği için tasarlanmış
olan bandoneon, milonga orkestralarında da kendine yer arar ancak milonga temposu bandoneon
için çok hızlıdır. Temponun yavaşlatılmasıyla ortaya ‘tango’ çıkar. Kısacası, ‘göçmen’ bandoneon
Arjantin’e tangoyu armağan eder.
Mosalini, 53 yıldır çaldığı, hemen her yanı zorluklarla dolu bandoneonun sihirbazı olmuş. Başta
Astor Piazzolla olmak üzere büyük tango ustalarıyla çalışmış, pek çok tango topluluğu kurmuş, hem
bu topluluklarla hem de tek başına albüm kayıtları yapmış, sayısız konser vermiş. Mosalini’nin 12 yıl
önce kurduğu ve daha önce İstanbul’a gelen Büyük Tango Orkestrası kemanlar, viyola, viyolonsel,
piyano, ve basın yanında üç bandoneon ile verdi Ankara dinletisini. Doğru! Yanlış duymadınız;
üzerinde ustalaşılması yıllar alan sazın üçünü aynı anda dinleme olanağı bulduk dinletide.
Heyecandan çıt çıkmıyordu
Topluluğun dinleti programında yalnızca tango yoktu. Astor Piazzolla anısına hazırlanan ‘Bordoneo y
900’ albümünün parçalarından, ‘La Cumparsita’ya uzanan programda, tangonun atası milonga bile
vardı.
Topluluk canlı ışıklandırmanın altında sahnedeki yerini aldığında izleyiciler nefeslerini tutmuş
bekliyorlardı. Hemen hemen tam dolu olan konser salonunda bir heyecan sessizliği vardı. Müzik
başladığında bu heyecan yerini neşeye bıraktı. Piazzolla tangolarından alıştığımız ihtiras ve ateş
yerine yaşamın ve müziğin güzelliklerini yansıtan bir topluluk vardı karşımızda. Öyle ki çalınan
Piazzolla tangoları bile bu coşkuyla yansıtılıyordu.
Mosalini’ye eşlik eden diğer iki bandoneoncu başarıyla görevlerini yerine getirdiler. Oysa bandoneon
ustası Mosalini konser boyunca sanki dans da ediyordu. Öyle ki, tüm orkestranın kalbi sanki
Mosalini’de atıyordu. Bunun yanında solo kemanın duygu yüklü yorumu, piyanistin sakin
profesyonelliği ve basçının kıvraklığı hemen her parça sonrasında alkışlarla yükselen ‘Bravo’ları
haklı kılıyordu.
Türk Traktör’ün desteğiyle gerçekleşen ve Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından düzenlenen bu
unutulmaz konserin biletlerini iade ederek futbol maçı izlemeyi yeğleyen müzikseverler sanırız
üzülmüşlerdir.
ÖZGÜR YÜKSEL
Radikal Gazetesi 27.04.2004