Tango etkileşme ve keşfetme temaları üzerine yapılandırılan bir müzik türü. Bundan dolayı bu türde
üretilen en iyi parçalar dostluk ve cilve üzerinedir, öte yandan türün en anılmaya layık parçaları ise
müzik işbirliğinden doğmuştur. Tango elbette sofistike bir kesim tarafından tarih boyunca sevildi,
ancak 2001 yılında ortaya çıkan Gotan Project ile popülerliğe ulaştı.
İki kişiyle yapılan tangoyu kitlelere ulaştıran grup, herkesi tutkuyla kendine bağladı. Yeni
parçalarıyla, bir kez daha İstanbul’a tango yapmaya gelen Gotan Project’in 26 Ocak akşamı
Tophane-i Âmire’deki gösterisinin biletleri tükendi bile..
Paris’e göç eden Arjantinli şarkıcı ve gitarist Eduardo Makaroff, 1999’da İsviçreli DJ Christoph H
Müller ve yapımcı-besteci Philippe Cohen Solal’a tango müziğini geniş kitlelere ulaştırmak gibi
meydan okuyucu bir öneriyle gitti. Ortak zevklere -film müziği, reklam ve televizyon- sahip bu üçlü,
özellikle Arjantin folklor müziğine olan tutkularıyla kolları sıvadı. Tango bilgisi sadece Astor Piazolla
ile sınırlı olan Avrupalıların karşısına farklı bir akımla çıkmayı amaçladı. Böylece isimlerini, Buenos
Aires’in argo dilinde tangoya karşılık gelen Gotan sözcüğünden alan topluluk doğdu.
Bu avantajlı birleşimden, 2006’da çıkan ikinci stüdyo albümleri “Lunatico”ya kadar geçen sürede çok
şey oldu. Grup ilk 45’likleri “El Capitalismo Foraneo/Vuelvo al Sur”u mütevazı davranıp sadece bin
tane bastırdı ancak, Ekim 2001’de çıkan ilk albümleri “La Revancha del tango”, Tel Aviv’den
Tokyo’ya kadar uzanarak bir milyondan fazla sattı. Gotan Project’in zaferi inanılmaz oldu ve ilk
albümlerinin adı gibi tango, intikamını çok acı aldı. Adeta ekip, tangoyu kulüp jenerasyonu için
yeniden yarattı. O zamandan beri grubun müziği kokteyl barların, filmlerin, dizilerin ve reklamların
vazgeçilmez bir unsuru oldu.
Kırsal tangonun çarpıcı ezgilerini, büyüleyici ritmler, Latin Amerika ezgileri, folklorik temalar ve
elektronik tınılar ile süsleyip adeta güncelleyen ve yeni bir tarz yaratan ekip, her müzikseverin
bilinçaltını uyandırmayı başardı. Herkes, sanki bu müzikte kendinden bir parça buldu ve bunu hiç
çekinmeden kucakladı. Tango ve elektronik müziğe getirdiği yeni boyutlarla milyonlara ulaşan grup,
bu başarının meyvesini “BBC Awards For World Music 2003″te en iyi çıkış yapan topluluk ödülüyle
aldı.
Grup, tüm bu başarıya rağmen -özellikle Portekiz, İtalya, Norveç, Avusturya ve Polonya’da altın
plağa ulaştı- ikinci çalışmalarını aceleye getirmedi. Kötü söylentileri ortadan kaldırmak için 2004’te
Peter Kruder, Calexico, Astor Piazzolla, Chet Baker, Anti-Pop Consortium, Anibal Troilo ve Prisca
Lobjoy gibi sanatçıların bestelerinin yeni versiyonlarının yer aldığı “Inspiracion-Espiracion”u çıkardı.
Yine de yeni albümleri için dans müziğinin yanı sıra kendi öz tarzlarını bulmak için işi ağırdan aldılar.
Ünlü bestecilerin müziklerini alıp uyarlamaktan öte, kendi sesini bulmayı hedefleyen Gotan Project,
bu dönemi akıllıca ve çalışarak geçirdi. Her şeyi bir sonraki seviyeye çıkardıkları uzun süren gebelik
sürecinden sonra, adını tango kralı Carlos Gardel’in, 30’larda şampiyon olan yarış atından alan,
ikinci stüdyo albümleri “Lunatico”, Mart 2006’da geldi.
Katalan solist Cristina Villalonga, bandeónista Nina Flores, viyolonist Line Kruse ve Arjantinli
piyanist-besteci Gustavo Beytelmann’ın yer aldığı bu çalışma, ilkine kıyasla çok geniş bir duygusallık
görkemine sahip. Ruhsal durumun değişkenliğini ele alan albüm, tangonun organik köklerine bir geri
dönüş. Eleştirmenler tarafından en beğenilen albüm olmayı da hak etti. Folklorun teknolojinin,
orijinalliğin ise hilekâr düzenlemelerin ne kadar üstünde olduğunu gösteren kusursuz müzik
estetiğine sahip albüm, tüm bekleyişin stresini ilk dinlemede yok edecek kuvvette. Bilhassa
“Diferente”, “Lunatico” ve “La Viguela” adlı parçaları dinlemek ayrı bir keyif. Sahnede kalp krizi
geçirip hayata gözlerini yuman Domingo Cura’nın anısına ithaf edilen “Lunatico”, “tangolaşma”nın ne
olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Müziklerindeki büyünün yanı sıra canlı performanslarıyla da adından söz ettiren grup, sahneye son
derece hâkim. Albümlerinde çalınan her enstrümanı canlı olarak sahneye taşımaya özen gösteren
Geton Project, seyirci ile müzik arasında çok başarılı bir katalizör. Audi, Redbull Music Academy
Radio ve Lounge 102’nin katkılarıyla gerçekleşecek 26 Ocak konseri şimdiden unutulmazlar
listesinde yer alacak gibi. Önceki buluşmaları kaçıranlara için bu randevuya sadık kalmaları önerilir…
ZEKERİYA S. ŞEN
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi 21.01.2007