Tango’da Doğaçlama ve Melezlik Kültürü

0
185

“Tango” nedir?

-Tangoya neler dahil olabilir ya da olamaz?

-Tango da değişikliklerin çerçevesi neye göre, nasıl çizilir?

Tüm bu basit ve derin sorulara karşın elimizde çok az cevap var. Makale için bol miktarda gerek
bilimsel, gerek popüler bir çok araştırma yapsamda süreç içinde, bu konuda en son vardığım nokta;
Tangonun dansçıların kişiselliğinden ve orjinalliğinden kurtulamayacağı oldu.

Dansçıları olmadan tango bir hiçtir. Her Tango da bir şarkılık bir aşk oluşur, her seferinde; şarkı
boyunca doğan, büyüyen ve ölen. (Temelkuran,E ,2002) Ve her bir aşk gibi kendince en güzeli, en
özelidir, o an, o dakikaya hastır, bir daha tekrarlanamaz.  Herakleitos ‘unda bir tango izlese
söyleceği gibi : Bir Tango iki kere yapılamaz.

Ama neden? Neden bir vals, ya da bir Çayda Çıra tekrarlanabiliyorken, Tango tek vuruşluk bir
danstır? Tangonun doğumuna dek, aralarında hiç ilişki olmadan dans edebilen çiftler,ne gariptir ki
aynı bakış açısıyla Tango yapamazlar. Çünkü Tango tamamen gerçek hayatın dansıdır. Deyim
yerindeyse ‘canlı’dır. Ezberlenen roller,figürler sahnede ardı ardına gösterilir gibi dans edilemez.
Toplumda var olmayan bir eşitlik tangoda sahnelenemez,erkekle kadın adımını aynı anda atamaz.
Erkeğin her dediğini yapmaz kadın, ya da durmadan sevgilisine sevgi dolu değildir erkek; onu
diğerlerinden korurken kendi içlerinde korkunç büyüklükte kavgalar kopar.

İşte tüm bu bireyselliği ve evrenselliği Tangoyu bir kareografi içine sıkıştırılmaktan korur. Tangonu
yaşaması için “nefes almaya” ihtiyacı vardır, onu her yapan çiftin duygularını, yaşantısını, çağını
yakalamasına…

Tango ve Tarihi

19. yüzyılda, Arjantinde doğan Tango’nun; neden Arjantinde; ve  neden 19.yüzyılda ortaya çıktığını
bilmek araştırma temelini oluşturmada temel yapıtaşını oluşturuyor.

1800’lerde Fransa’dan,İtalya’dan,Macaristan’dan,İspanya’dan ve Portekiz’den;  Güney Amerikaya
göç eden işçilerin gittikleri bu Yeni Dünya da yaşadıkları ekonomik hayal kırıkları,sosyal hayatlarında
oluşan keskin bir dönüş,hiç tanımadıkları bir kıta da hic ummadıkları bir durumla karşılaşmaları
sonucunda yaşadıkları hayal kırıklarını,geleceğin farklı olmasını ummalarına dair hayallerini, eski
yaşamlarından getirdikleri kültürle harmanlayarak öncelikle şarkı bestelemeye başladılar. Afrika
ezgileriyle,İspanyol ve Fransız ritimlerinin harmanı sonucu ortaya çıkmışlardır.

Bu süreçte ayrıca, kadın –erkek ilişkileri de anahtar bir rol üstleniyordu. Ülkede kadın-erkek
popülasyonu arasında keskin bir eşitsizlik vardı. Çok az sayıda olan kadınların, erkeklerle ilişkileri
Avrupa’dakinden çok farklı bir boyuttaydı.

Arjantin kendi sosyal kurallarını oluşturmaya başlarken, bunun adeta en büyük temsilicisi olucak
Tango dansı da oluşmaya başlıyordu. Dominant erkek kültürü, son derece aktif, etkin ve maçoyken,
kadına edilgen bir rol düşüyordu. Durum her ne kadar müthiş eşitsiz gözüksede, hakikat öyle değildi,
dansın tüm özü erkeğin duygusal güçsüzlüğünü anlatan şarkılarla bezeliydi. Kadınını deliler gibi
özleyen, o yanında olmayınca napıcağını bilemeyen aşık erkekler kendi dans tekliflerini kadınlar
kabul etsinler diye adeta hemcinsleriyle sürekli bir meydan dövüşü içerisndeydi. Erkeğini seçen
kadın ,her ne kadar dans içinde yönlendirilen şeklinde gözüksede aslında erkek ona durmadan yer
açar; adım atsın diye ve hep beklemek zorundadır,kadının hareketini. Tamamen doğaçlama gelişen
bu dansta kadın aslında istediği yerde erkeğin verdiği mesajı almayı reddebilir.

Arjantin Tangosunun müziği ise sert hatlı,ritimleri belirgindir ( 2/4 lük veya 4/4lük).

Her hareketi sembolik olan,durumlarına göre belli bir mesafede ya da sımsıkı olsada (açık ya da
kapalı) birbirlerine sıkı sıkı tutunan çift; kadın el verdiği ölçüde yakınlaşırlar. Fakat Tango ile gerçek
dünya ayrıdır,bir dakika önce birbirlerini hiç tanımayan insanlar dans gecelerinde, müziğin
başlamasıyla adeta tek vücut olurlar,fakat şarkı bittiğinde aralarında ki tek temas erkeğin kadını
masasını götürmek için kibarca elini taşımasıdır. İşin raconu budur.

Tango Çeşitleri

i) Avrupa Tangosu

Yukarıda belirtilen Tangonun Doğuşu ; doğal olarak, bire bir Arjantin Tangosunun özellikleriyle
örtüşür. Diğer önemli Tango çeşitlerinin başında ise Avrupa Tangosu olarak bilinen tür gelir.
Arjantindeki kadın – erkek arasında ki bu farklı ilişki tarzı, 20.yüzyılın başında, Fransa’ya, gemilerle
gelen Arjantinli Tangocularla taşınır. Fakat koyu Viktoryen Çağın çocukları bu samimiyetten o kadar
rahatsız olurlar ki krallar Avrupa da Tango yapanın “İyi bir vatandaş olmayacağına ” ilan etmeye bile
vardırırlar işi. Öncelikle alt tabakalarda sevilip yayılan Tango zamanla adeta merdiven çıkarak üst
kesimede sevdirir kendini. Ama ne yazık ki Arjantindeki stili ile Avrupada bu dans edilemez, bu
nedenle Tango “modernleştilir”, “Avrupaileştirilir” hatta “Fransızlaştırılır”. Daha üsturuplu hale gelen
tangonun özünü kaybetmesi ise mümkün değildir, biçim gittiği yere kendini adapte etsede,özünün
öyle bir şeye ihtiyacı yoktur çünkü; tangonun özü olan “Kadın&Erkek ilişkisi” evrenseldir.

Avrupa da yapılan bu “modern” dokunuşlar belirgin olarak ;

İki cinsin bu kadar yakın olmasından rahatsız oldukları için Tutuş Biçimlerine yansımıştır. Çift daha
Avrupa Eşli dans kültürünü andıran, daha uzak bir tutuşu benimsemişlerdir, Arjantinde sık kullanılan
Kapalı Tutuş,Avrupa’da çok onaylanmaz. Avrupa da daha çok seçilen tutuş biçimi ise çiftlerin daha
mesafeli durduğu Açık Tutuş’tur.

Figürlerde zamanla fark edilen özelikle ise yavaş yavaş, Tangonun “bekleme” özelliğinin
azalmasıdır. Hareketler daha serileşir, Tangonun aslında en karakteristik özelliği olan “doğaçlama ”
ikinci plana düşer. (Hess,R. 1999) Hareketler Fransaya geldiği gibi hemen yazılır ve kategorilendirilir,
yeni ortaya çıkacak figürlerede gerek kalmaz böylece. Artık hareketler daha bilindik,daha az süprizli
olur,doğaçlamanın azalmasıyla da daha serileşir.

Cinsiyet İlişkileri ise -daha deyim yerindeyse- muhafazakarlaşmıştır. Erkeğin ve kadının birbirine
duyduğu ihtiras gitmiş, daha kabul edilebilir bir tutum olan romantizm dansa yedirilmiştir. Hareketlere
yansıyan sert ve duygusal gel gitler azaltılmış, daha yumuşak bir stil seçilmiştir.

Tangoda en az cinsellik kadar önemli bir vurgu olan şiddet ise Avrupalı beyfendilerin çok tercih
alanlarına girmiyordu, böylece yavaşça şiddeti de kaybolur

Tangonun, adeta temel renkleri kırmızı ve siyahı soldurulmuştur..

Müzik Çeşitleri ise Tangonun Avrupa yolculuğu sonucunda; Arjantin’de ki baskın bandeneon yerine
akerdeon gelmiş ve baskın ritmi de ‘Habanera’ dönüşmüştür.(Akgün, F. ,1991). Arjantin Tangosunun
ve Arjantin Tango Müziğinin 1935 ve 1940’larda sıçradıkları, tarihlerinin en yüksek noktasından
sonra ki yıllarda hızla bir şekilde iner, 50’lilerden sonra, savaş ertesi dönemde kendini daha hareketli
şarkılara boğan kitleler için fazla ‘ağır’ kaçar Arjantin Tango müziği. Hızla geçtiği düşüş sürecinden
onu kurtarıcak isim ise biliçli bir şekilde Tango ritmini bozarak ona adeta suni tenefüs yapan Astor
Piazzolla’dır.

ii)Nuevo Tango(Yeni Tango)

80’li yıllara gelindiğindeyse bir süredir neredeyse tüm dünya da hız kesmiş olan Tango yeniden
ayaklanmaya başlar, fakat artık yeni bir stile, bakış açısına ihtiyaç vardır; bir  yüzyıl önce ortaya
çıkan bu kültüre güncel bir cila atmanın vakti gelmiştir. Geçen süreç, ya Arjantin Tangosunu
romantik bir hatıra olarak koruyup eski danslar bölümüne koyacaktı, ya da diğer hiç bir eşli dansta
olmayan özelliğini; çiftin dansı yaptığı değil ,dansı yaratması özelliğini ön plana çıkarıp, kendini
geçen zamana ayak uydurtacaktı.

Geçen yüzyıllık süreçte çok şey değişmiştir. Klasik müziğin koruması artık kalkmış, insanlar
dogmatik, gelişime, yeniliğe kapalı herşeyi bırakmaya başlamışlardı. Tüm danslar,hatta bale bile
Modern Dans’tan etkilenir.Yeni stilin en önemli dansçılarından biri olan Pablo Veron yaptığı
açıklamayla adeta Nuevo Tangonun manifestosunu yazar gibidir;

“ Tangoda şu an genel olarak olan şey, “Gelişmek”.

Tango Nuevo sadece basit bir dans stili değildir, Tangonun büyüdüğünü,ilerlediğini,iyileştiğini,
kendini zenginleştirdiğini, dahası Tango yapmada yepyeni bir boyuta geçtiğimizi gösterir.”
Hareket teknikleri açısındansa Nuevo Tango; tangonun temel sözcükleri olan adımlar ve pivot
tekniklerini basit ve sade bir halde tanımlayarak lego gibi bu basit parçaları kişinin yada çiftlerin
kendi hayal gücü, duygu ve yaratıcılıkları çerçevesinde sonsuz sayıda üretebilecekleri hareket
kombinasyonları oluşturmaları ile yaratmışlardır. Burada özellikle hedeflenen basit ve sade bir
yaklaşımla birçok yeniliği kişinin kendi tasarladığı dansın içerisine aktarabilmesi için dansçılar,
Tangonun pedogojisini adeta yapı-söküme uğratır.

Nuevo Tangonun başlangıcı yukarda da belirtiğimiz üzere Astor Piazzolla’nın Yeni Tango müziğni
oluşturması ile başlar, müzikte ki bu yeni akım daha sonra dansıda etkiler; Arjantin Tangosunda ki
kalıplar kırılır;

-Tutuşlar artık 2 seçenekle sınırlı kalmaz, dans ederken kapalı ya da açıkta durulmanın da ötesinde,
birbirine bambaşka şekillerde sarılmalar oluşmuştur hatta tam tersine birbirine çok uzaktayken de,
dokunmadan dans etmeye başlar dansçılar.

-Hareketler de Klasik Arjantin Tangosu hareketleri üstüne ,modern dans, bale ve kimi zaman
şarkının yarattığı orjinal figürlere bol sayıda yer verilir. Estetik kaygısı ön plana çıkar,adımlar büyür
ama dansın yalnızca izleyenler için yapıldığını söylemek haksızlık olur. Sadece artık duygular daha
da büyümüş,keskinleşmiş hatta cesaret kazanmıştır denilebilir.

-Cinsiyet İlişkilerindeyse, keskin mesaj alan/mesaj veren zinciri kırılmıştır. Kadın, erkekten uzakta da
dans edebilme özgürlüğünü kazanmasıyla iyice kuvvetlenen kişisel aksında dans gidişatı içinde
kendi seçtiği hareketleri de yapabilmeye başlar. Erkekteki keskin duygu yönlendirilmesi bitmiş,dans
daha çok iki eşit güçteki bireyin eş zamanlı Tango yapma dürtüsüne dönmüştür.

-Müzik; Astor Piazzolla’nın yeni açtığı kapıyı; Carlos Libendisky, Eduardo Rovira, Rodolfo Mederos
daha da ilerleterek geliştirmişlerdir.Yaratılan bu yeni tür; caz, klasik müzik ve gelenekselin
harmanlanmasıyla oluşmuştur. Sadece dans edebilmek için değil, dinlenebilmesi için de tango
besteler Piazzolla. Minör düzeyde bir melankoli, geleneksel tango ritmi ile birleşerek, orkestral bir
kompozisyonda çalınarak, melodik anlamda oldukça özgürleşmiş yepyeni melez müzik tarzı doğurur.
Kimi Tangocularla konu hakkında konuştuğum zaman, gerçek tangonun yalnızca Arjantin Tangosu
olduğunu bu yeni çıkan Tango stillerinin aslında Tangoya girmediği söyleme cesaretlerini beni
gerçekten şaşırttı. Tüm yazı boyunca özelikle belirtiğim üzere tangonun ortaya çıkış bağlamından
ayrılamaz çoksesli kültürlülüğü ve tamamen doğal bir süreç içerisinde figür,tutuş ve cinsiyet ilişkileri
oluşması onun ne kadar yaşama sinmiş bir şekilde doğup büyüdüğünü gösterir.

Tangonun Post-Modernist yüzünü reddetmek bilgisayar teknolojisine sahipken,eski şiirler daktiloda
yazılıyordu diye bilgisayar kullanmayı reddetmeye benzer. Zaman geçer, düzen değişir ve yaşam
evrimleşir her gün, her alanda; yaşama bu kadar sinmiş bir dansın evrimleşme hakkının elinden
alınması büyümesin diye adeta yiyecek verilmemesi demektir.

Nazlıcan Yöney