TANGO DERSİ I En İyi İstanbul Tango Kursları

Kışkırtıcı, Erotik… Tango

Çiftler birbirlerine hiç bu kadar yakın olmamışlardı. Kışkırtıcı, sert, erotik ve hüzünlü… ”Kabadayı ve
fahişe” ikilisi, kültür çatışması ve sefaletin yarattığı duygularını anlatmak için kullanmıştı tangoyu.
Doğuşu 1800’lü yılların sonlarına rastlıyordu. Yeni bir dünya ümidiyle Avrupa’dan Arjantin’e göç eden
işsiz güçsüz, alt kültür tabakasının kendini ifade etmek için oluşturduğu müzikti tango. Melodisi
keman, arp ve flütle çalınan tangonun sözleri argo dolu ve cinsellik kokuyordu. Kenar mahallelerde
ve bitirim meyhanelerinde görülen tango, müstehcenliği nedeniyle üst kültür tarafından
reddedilmenin ötesinde yasaklanmaya varan engellerle karşılaşıyordu. Varolma savaşı verenlerin
rahatlama ve soluk alma yolu olan tango, Arjantin’den sonra Avrupa’da yaygınlaşmaya başladı.
 
1915’ten itibaren Avrupa’da popüler olan tango, ünlü gece klüplerinin vazgeçilmez eğlencesiydi.
Tabii biraz daha evcilleştirilmiş ve burjuvalaştırılmış bir erotizmle… O güne kadar dans salonlarını
dolduran valsin yerini alan tangonun bu derece ilgi görmesinin ardında, çiftlerin birbirlerine olan
yakınlıkları yer alıyordu. Yaygınlaşan tangoya karşı yasaklamalar da birbirini izliyordu. Önce katolik
kilisesi, ardından Bavyera Kralı 3. Ludwig kraliyet subaylarına tango yasağı koyuyordu. Bu
yasaklamalar Papa 10. Pio ‘nun verdiği izinle kaldırılırken, tango fırtınası da dünyaya yayılmaya
devam ediyordu. Tango bestecisi ve yazarı Celodonio Flores ‘in ”Tango hayat kokar, ama ölümün
lezzetini taşır. Bir hüzün duygusu tangoda her zaman vardır” dediği tango, ülkemizde de hâlâ özel
günlerle yaşamaya devam ediyor.

14-17 Mart tarihleri arasında Armada’da düzenlenen tango müziği ve dans gösterilerinde
Avusturya’dan gelen ”Band-O-Neon” grubu tango rüzgârı estirdi.

AYŞE YILDIRIM

Cumhuriyet Gazetesi 18.03.1999

Exit mobile version