Müzik susmuştur, dans pisti boşalmakta, dans ayakkabıları ayaklarla vedalaşmaktadır. Bir tango gecesinin daha sonuna gelinmiştir.
Neler hissedilir tango gecesinden ayrılırken? Dans etmeye gelip dans edemeden gidenlerin mutsuzluğu, dans edip bir de güzel enerji alıp verenlerin mutluluğu, “Neden buradayım maçı izleseydim keşke” diyenlerin pişmanlığı, arkadaşlarını görenlerin neşesi, sadece müziği dinleyenlerin hüznü yada sadece müziği dinleyenlerin keyfi, eğitmenlerin dans ısrarlarının sonunda kronik olan bıkkınlığı, yeni şık dans ayakkabısını deneyenlerin artan güveni, salonun yarısı ile dans edenlerin yorgunluğu, dans ederken partneri tarafından eleştirilenlerin öfkesi, daha neler neler…
Tango gecesine giderken geceden beklenti hep yüksek oluyor da, beklentiler hep karşılanamıyor maalesef, o zaman hüzün gelip oturuyor başköşeye. Böyle zamanlarda ben ne yapıyorum; dans ayakkabısı giymiş bir Pollyanna oluyorum Şöyle ki; dans etmeyi çok istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bir dansçı varsa örneğin, olsun dans edemiyorsam bile bende onun dansını izlerim, dansını neden beğendiğimi anlamaya çalışırım, adımlarını takip ederim, hem fonda harika bir müzik var, o an dans etmiyor olmak dansımı geliştirmeye engel mi ki ? diye düşünürüm. (Yazarın itirafı; bu kıvama gelene kadar ayakkabıları çantaya tıkıştırıp dans etmiyorsam niye buradayım diye söylene söylene ayrılmış olduğum dans geceleri de olmuştu )
Eğer dans gecesine gitmeye niyetlendiğiniz bir akşam, daha iyi bir program çıkıverirse, kaçırmayın elbette. Ama tango öyle bir danstır ki, canınız dans etmek istediğinde sizden önce içinizdeki kelebekler uçuşmaya başlar, siz danstan hevesinizi almadan da durulmazlar… Böylece diğer programlar kocaman bir yalan olur ve dans gecesine giden adımlar hızlanır…
Son gittiğim milonga’da da kelebekler durulana kadar dans ettim, ama fonda “en sevdiklerimden biri” çalmaya başladığında ne yazık dans etmiyordum Bir sonraki milonga için işte yeterli bir sebep mi demeli ?
Dip not : Yazar şu an bu yazıyı yazarken “en sevdiklerinden biri olan” ; “Miguel Calo / Nada” dinliyor. Bir dans gecesinde bu parça çalarken pistte olmayı diliyor. Bu dileği evrene değil, tango bilen arkadaşlarına gönderiyor !