Taş Meydanda 3 Dakikalık Aşk

0
257

Central Park’ta Tangotli hava Central Park üstüne yorgan gibi çökmüş. İri gövdeli ağaç dalları bile
terliyor, yapraklarda damlalar var. Shakespeare Anıtı’nı geçiyorum, ufak meydanın çevresinde
seyyar iskemleler karşılıklı yerleştirilmiş. Kadınlı-erkekli insanlar yanyana oturuyorlar. Meydanın iki
ucunda bir çift hoparlörden  hüzünlü bir müzik yayılıyor etrafa. Aşina olduğum bir Arjantin tangosu
bu. Beklediğim gösteri başlıyor.

Gömleği pantolon üstünden sarkan orta yaşlı bir adam iskemlede oturan yaşıtı bir kadının önüne
gelip reverans yapıyor. Dantelli iç gömleği altında siyah etekliği diz altına uzanan kadın ayağa
kalıyor. Birlikte dans pistine dönüşmüş meydanın ortasına yürüyorlar.

Kadın tipik tango kıyafetinde. Dudak ruju ile tırnak ojesi tango kırmızısı renginde, yarım topuklu
önden kayışlı ayakkabıları da kömür siyahı. Siyah çorabı da dantel örülü. Müzik ritmi süratlenirken
erkekle bir anda tek vücut oluyorlar. Birlikte daireler çiziyor vücutları, yanaklar birbiriyle kitlenmiş,
topuk darbeleri de aynı anda yankılanıyor nemli havada. Diklemesine aşk yaparcasına dans
ediyorlar. Nefis figürlerle tango yapan çifti izlerken dalgınlığımdan sıyrılıyorum. Nişasta ve talk
pudrası serpiştirlmiş taş meydana çıkanlara gözüm takılıyor. 50 kadar erkek-kadın tenis kortu
boyutundaki taşmeydanda birbirinin üstüne çıkmadan hoparlörden yayılan müziği bedenleriyle
yorumluyorlar.

İspanyolcada ‘tanda’ denilen Arjantin tangosu New York ilçelerinde giderek yaygınlaşan bir dans
türü. Yıllardır Brooklyn, Queens ilçelerinde kapalı salonlarda olduğu gibi açık havada da sergilenen
tango milongas (toplantı) 1995’den bu yana yaz ayları hafta sonunda da Central Park’ta yer almaya
başladı. Tangoyu New York’un dünyaca ünlü parkına getiren Lawrence Parker ile arkadaşı Rick
Castro “Milango akşamlarımız bekar kadın ve erkeklerin tanışmaları için ideal bir fırsat. Ama kadınlar
yanısıra erkekler de buraya sadece tango yapmaya geliyorlar. Dans ederken konuşmadıkları gibi
ayrıldıklarında da telefon numaraları vermiyorlar partnerlerine. İlişki dans pistinde başlayıp orada
sona eriyor. Yani burada olup biten burada kalıyor. Bu insanlar gerçekte tango tutuklusu.” diye
konuşuyorlar. Centrak Park tango akşamları düzenleyicisi Castro ” İlk tangoda partnerinizle
buluşuyorsunuz. İkincisinde ona alışıyorsunuz.  Üçüncüsünde zevkle müzik ve ritmle uyuşup zevk
içinde dans ediyorsunuz. ” diyor.

Arjantin tangoları hızlı tempoyla başlayıp, orta tempoya dönüşüp yavaş ritmle bitiyor. Düzinelerle
dans türü içinde çiftlerin en yakın beden temasına girdiği tango Central Park’ta ‘Üç dakikalık bir aşk
macerası’na benziyor. Castro tüm danslar arasında tangonun en sadık meraklı kitlesine sahip
olduğuna işaret ediyor:

Central Park’ta Tango”Tango bir ilim. Uydurma figür, hareket yok. Her dans ayrı bir hikayenin ürünü.
Tango dansörleri genelde orta yaşlı. Ama buraya gelenler arasında 60’ın üstünde kadın ve erkekler
de var. Dans etmeyen ama izleyenlerin sayısı da kabarık. Bazen ani bastıran yağmur altında dahi
dansı yarıda kesip pistten ayrılmıyorlarlar. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2003 yılında
“Assasination Tango” filmini çeviren aktör-direktör Robert Duvall, aktris  Bernadette Peters ile
Broadway müzikallerinin  dansözleri de tango akşamlarını seyretmeye geliyorlar.

Central Park gösterilerinin müdavimlerinden Alexander Turney tangoyu 67 yaşında öğrendiğini
söyledikten sonra “Hayatıma yeni bir anlam ve hız verdi bana. 89 yaşındayım, hala tango
yapıyorum.” diye konuşuyor.

Central Park’ta tango ‘milonga’sında New York’ta yaşayan Jak Karako’da var. Dans dersanesi işleten
40 yaşındaki İstanbul doğumlu Karako ” Tango ilk başlayanlar için sabır ve disiplin gerektiriyor.
Arjantin tangosu küçük parçaların birleştirildiği ‘lego’ oyunu gibi. Karışık yapısını kendiniz biraraya
getiriyorsunuz, hoş bir dans çıkıyor ortaya.”‘diye konuşuyor.

Parkta son tango saat 21.30’da sona eriyor. İki organizatör dans pistini temizleyip hoparlör ve müzik
takımını toplayarak minibüse koyuyorlar. Ardından ” Gelecek hafta gene buradayız.” diyerek
 vedalaşıyorlar.

DOĞAN ULUÇ

Hürriyet Gazetesi-25.09.2007